|
Anketler |
29 Mart’ta Adayiniz kim ?
|
|
|
|
|
|
|
Uyaran Rüya
Garibanın biri, çevresinde cimriliği, eli sıkılığı ile tanınan birinden kalabalık bir yerde bir kase yoğurt parası istedi "Çok canım istiyor" dedi Bu garibana yarı ermiş biri diye bakılıyordu Cimri adam garibanı tersledi Yine istedi Cimri yine yanından uzaklaştırdı Orada bulunanlardan birkaç kişi bu yoksula para vermeye, yardım etmeye kalkıştı Hiç birinden kabul etmedi Eli sıkı adama gidip bir defa daha sırnaştı Adam da "Al şunu da defol!" der gibi, önüne birkaç lira atıverdi .
|
|
|
|
|
|
|
İs Bilene Can Kurban
Gazneli Sultan Mahmud, bir av merasiminden dönerken bir köyde, Ayas adında bir delikanlı ile tanışmıştı Ayas'ın söz ve davranışlarındaki farklılık, bunlardan yansıyan zeka parıltıları karşısında Sultan Mahmud, bu delikanlıda bir cevher olduğunu sezmiş ve onu kendi rızası, ana-babasının izniyle Gazne'deki sarayına götürmüştü.
Ayas, sarayda sultanın emriyle yoğun bir eğitim ve öğretime tabi tutuldu .Tahminlerin ötesinde zeki ve başarılı bir genç olduğu görüldü Her öğretileni hemen belliyor, köyden gelmişliğini hissettirmemek için bir yanlışlık yapmamaya aşırı dikkat gösteriyordu
|
|
|
|
|
|
|
Ana Gibi Yar
Vaktiyle bir vezir, padişah katında hatırının kırılmayacağına inanarak kendisinden şöyle bir ricada bulundu:
- Sultanım benim iki tane karım, her birinden de üçer çocuğum var Karılarımın hangisinin analık duygularının daha kuvvetli olduğunu merak ediyorum Malımı da buna göre vasiyet edeceğim Şunları bu konuda bir sınamanız mümkün mü?
Padişah, veziri sevdiği için gönlünü yapmak istedi Hanımlarından birini çağırttı ve dedi ki:
|
|
|
|
|
|
|
Darı Ekmek
Bir hükümdar maiyetiyle birlikte ülkesinde bir gezintiye çıkmıştı. Yolu üzerindeki bir köyde çok yaşlı bir adamın tarlasına fidan dikmekle meşgul olduğunu gördü İhtiyara uzaktan seslendi:
- Baba, sen ne diye fidan dikmeye uğraşıyorsun? Maşallah yaşını yaşamışsın, bu diktiğin fidanların meyvesinden herhalde yiyemezsin .
İhtiyar cevap verdi:
|
|
|
|
|
|
|
Sorumluluk
Vaktiyle her türlü maddi imkâna sahip olmasına rağmen can sıkıntısından, hayatın yaşanmaya değmez olduğundan yakman bir prens vardı Kardeşleri, arkadaşları gezer, ava gider, eğlenirken o odasına kapanır, sürekli düşünürdü. Oğlunun bu haline hükümdar babası çok üzülüyordu: Birgün hükümdar, ülkesinin en bilge kişisini sarayına çağırtıp ona oğlunun durumunu anlattı ve buna bir çözüm bulmasını istedi .Bunun için bilgeye bir hafta mühlet verdi Bir hafta içinde bir formül bulamazsa bunun hayatına mal olabileceğini de hatırlattı
|
|
|
|
|
|
|
Terbiye Yaratılısa Baglıdır
Eski iran hükümdarlarından biri vezirine oğlunun hocasından yakınıyordu:
- Ben istiyorum ki oğlum ilim öğrensin, benim yerime iyi bir hükümdar olsun, o ise devamlı müzikle, sesle, sazla meşgul Demek ki hocası buna iyi bir yön veremiyor
Vezir aynı görüşte değildi:
- Hükümdarım hocanın elinde mucize yok Çocuğun kabiliyeti neye ise hocası ancak onda ilerlemesine, olgunlaşmasına yardım edebilir İnsanın tabiatı değiştirilemez Terbiye yaratılışa tabidir
|
|
|
|
|
|
|
Herken Soyuna Ceker
Bir padişah Hızır'ı görmek istiyordu . Bir gün bunun için tellallar çağırttı "Kim bana Hızır'ı gösterirse onu armağanlara boğacağım" dedi Birçok oğlu uşağı olan fakir bir adam bu işe talip oldu Karısına dedi ki: "Hanım ben padişaha Hızır'ı bulacağımı söyleyip ondan kırk gün müsade alacağım Bu kırk gün için padişahtan size ömrünüz boyunca yetecek yiyecek, içecek ve para alırım
Kırk günün sonunda Hızır'ı bulamayacağım için benim kelle gider, ama siz rahat olursunuz"
|
|
|
|
|
|
|
Dogru Yoldan Ayrılmamak
Aylaklıktan, başıboşluktan usanan, bunun çıkar yol olmadığını anlayıp doğru yola gelmeye karar veren mirasyedi bir adam, ülkesinin kralına çıkıp, doğruluktan ayrılmadan, dürüstçe yaşamak için kendisine bir yol göstermesini istedi Kral adama ağzına kadar dolu bir fıçı zeytinyağı verdi
|
|
|
|
|
|
|
Egri Minare
Süleymaniye Camiinin inşası tamamlanmış, ibadete açılacağı gün ilan edilmişti O gün gelince istanbul'un her yanından insanlar bu eşsiz eserin açılışında bulunmak için şehrin bu noktasına akın etmişti Herkes hayranlıkla bu Türk mucizesini seyrediyordu Fakat bunlar arasında bulu nan bir çocuk, "Aaa şu minareye bakın nasıl eğri!" diye bağırıyordu Herkes de bakıyordu ama bir eğrilik görmüyordu
|
|
|
|
|
|
|
Göz Çukuru
Halinden yoksul olduğu anlaşılan bir adam, deniz kenarında oltayla balık tutuyordu Tesadüfen oradan geçmekte olan ülkenin padişahı bu
gariban adamla ilgilendi ve ona, "Oltana ben burada iken ilk takılan şey ne olursa sana onun ağırlığınca altın vereceğim" dedi Biraz sonra oltaya takıla takıla ortası delik bir kemik takıldı Hükümdar balıkçıya, "Ne yapalım, şansın bu kadar, oltana ağır bir şey takılmadı" diyerek alıp sarayına götürdü Saraya varınca adamlarına, balıkçıya elindeki kemiğin ağırlığınca altın vermelerini emretti
|
|
|
|
|
|
|
Uyaran Rüya
Garibanın biri, çevresinde cimriliği, eli sıkılığı ile tanınan birinden kalabalık bir yerde bir kase yoğurt parası istedi "Çok canım istiyor" dedi Bu garibana yarı ermiş biri diye bakılıyordu Cimri adam garibanı tersledi Yine istedi Cimri yine yanından uzaklaştırdı Orada bulunanlardan birkaç kişi bu yoksula para vermeye, yardım etmeye kalkıştı Hiç birinden kabul etmedi
|
|
|
|
|
|
|
Allah Rızası
Vakti zamanında odunculukla geçinen, çalış kan, dürüst, dindar bir adam vardı O zamanda yaşayan bazı insanlar, yakın bir çevrede bulunan ve nadir yetişen bir ağaca kutsallık izafe etmişlerdi Adaklarını, dileklerini o ağaç aracılığıyla yapıyorlardı Bu oduncu anılan ağacı şirk (Allah'a ortak koşma) sebebi olarak görüyordu ve bunun için kesmeye karar verdi O zamana kadar kimse buna cesaret edememişti Oduncu bir gün baltasını aldı ve verdiği kararı uygulamak üzere yola koyuldu Yolda karşısına acayip görünüşlü, insana güven vermeyen biri çıktı Oduncu "sen kimsin?" diye sordu, o da "Ben şeytanım" diye cevap verdi Oduncu "Vay alçak vay hain demek insanları yoldan çıkaran sensin, şimdi seni geberteyim" diye söylenip üstüne çullandı Bir anda şeytanı altına alıp boğazına abandı "Demek ki insanları kandırıp o ağacı kutsallaştıran da sensin alçak herif" dedi Şeytan, "Boşuna uğraşma, çabalama, beni öldüremezsin, çünkü Allah tarafından kıya mete kadar insanları saptırmak için bana mühlet verildi Sen o ağacı kesmekten vazgeç sana bir öneride bulunacağım" diye karşılık verdi Oduncu "Kabule şayan ne önerin olabilir muzır herif?" diye çıkıştı Şeytan şu öneride bulundu:
|
|
|
|
<< Geri [1] İleri >> |
|